Yılbaşı gecesi kalkan balığımızla bayağı bir boğuştuktan ve saatler onikiyi geçip yeni yıla da girdikten sonra, hayat arkadaşım Sami ile birlikte Bağdat caddesine indik. Caddebostan ışıkların köşesindeki Benzin Cafe sık sık gittiğim bir yer. İçerisi tıklım tıklım dolu. Kafenin müdürü arkadaşımız "Apo" sağolsun bizi ağırladı, içkimizi de dışarıya servis ettirdi. Orada kapının önünde bir saat kadar takıldık.
Başta dışarı çıkarken, kafamda Sami'yi kısaca bir turlatıp hemen eve dönmek vardı. Sonradan ne olduysa oldu, aşka geldik, haydi bir de caddeye inelim dedik. Hal böyle olunca, ev hali mavi çizgili pijamalarımızla bir anda kendimizi caddede buluverdik...
Orada bulunduğumuz süre boyunca "Abi, bu ne hal ? " diye takılanlara hep aynı esprili cevabı vermiştim : "Bugün yılbaşı diye bizi saldılar. Gece ikiye kadar müsaademiz var, sonra yine döneceğiz tımarhaneye..."
Şimdi resimlere bakarken düşündüm de, bizim blogun başlığı da " Zararsız bir delinin resimli hatıra defteri " değil miydi yahu ?!
İşte şimdi tasdiklenmiş oldu...
İşte şimdi tasdiklenmiş oldu...
Foto by Ahmet
Bastonu çözemedim yalnız ben?...
YanıtlaSilDiğer delileri uzak tutmak için o. Deli deliyi görünce sopasını saklarmış ;)
YanıtlaSililahi tolga cok iimis :)
YanıtlaSilsuper ya.sana ınanamıyorummmm.keske herkes bu kadar doğal olabilse:)
YanıtlaSil