Biliyorsunuz, bu aralar İstanbul'da bir inşaat çılgınlığı aldı başını gidiyor. Herkes daha güzel evlerde yaşamak, daha güzel mutfaklarda doğuştan gelen şeflik yeteneklerini icra etmek ve daha güzel lavabo(!)larda hacet gidermek istiyor. Lavabonun yanına ünlem işareti koydum, çünkü biliyorsunuz kırk yıllık tuvalet son yıllarda sınıf atladı ve artık "lavabo" olarak anılıyor. Benim bildiğim lavaboda el yıkanır. Nazik kızlarımız ve beylerimiz aslında çiş ve kaka yapmak gibi kötü huyları yokmuş gibi yapmayı seviyorlar nedense.
O caaaaaanım tuvaletin "hela", "kenef", "ayakyolu" gibi isimlerle anıldığı günleri hatırlıyorum da. Ah ne güzel günlerdi onlar...
Bu nazik kızlarımız ve beylerimiz sağolsunlar türkçemize bir de yeni nida kazandırdılar ki, o başlı başına bir vaka. Sokakta kazara bir çarpışma, yanlışlıkla birine dokunma gibi bir insanlık hali yaşayacak olursanız, karşı taraftan "Ups !" diye bir ses çıkıyor... İlk başlarda şaşırıyordum, çok şiddetli çarptım , kızcağız tutamayıp geğirdi herhalde, ya da bu kişi ecnebi filan diye düşünüyordum ama, sonra bir de baktık ki herkeslerde bir "Ups!" almış yürümüş. Güzel türkçemizin "Ah!" "Aman!" "Of!" "Uf!" "Hay aksi!", hatta ve hatta "Çüş!" "Höst!" Hass.." gibi güzelim ünlemleri rafa kalkmış ve yerlerini Amerikan usulü, nazik ve karizmatik "Ups!"a bırakmışlar meğer...
Mimariden girdik, dilbilimden çıktık... Neyse biz konumuza dönelim.
Şu günlerde, özellikle Kadıköy yakasında neredeyse tüm eski binalar yıkılıp yerlerine yeni lüks rezidans(!)lar dikiliyor. Hak sahiplerine birer daire, satmak için müteahide bolca daire derken, bir pantolonluk kumaştan iki, hatta üç pantolon çıkıyor ve daireler adeta birer küçük kümesi andırıyor. Ama olsun; hepsinin havalı ve sonunda "rezidans" la biten modern isimleri oluyor. Bu sayede eski kat malikleri, bir boy küçüğü de olsa yeni bir evciğe kavuşmuş ; müteahitler de artan daireleri dudak uçuklatan meblağlardan satarak cukkayı götürmüş oluyorlar.
Tüm bu rezidansların reklam filmlerinde ve sloganlarında, tamamen biribirinin aynı, klişe Amerikalı! hayat tarzının ve sözde "elitliğin" empoze edilmesinden zaten bir süredir kıllanıyordum. Hatırlarsınız hani : "Bazıları yükselmek ister !"
Geçenlerde, kafamda işte bu düşüncelerle yürürken rastladığım bir rezidans(!) ise bu alanda çığır açacak ve insana pes dedirtecek cinstendi doğrusu. "May Vörld", "Aphil Kort" , "Bosporus Siti" filan neyse de, bu bana biraz fazla geldi; bünyem kabul etmekte zorlandı. Bilmem, duyunca siz de bana katılacak mısınız ?...
Bakırköy'den ayrılıp Kadıköy yakasına taşındıktan sonra beş sene boyunca ikamet ettiğim, Göztepe'deki Ömer Paşa Sokak'ta da böyle havalı bir apartman dikilmiş. Sıkı durun, işte adını söylüyorum : " The Omar Pasha ". Başında "The" olmazsa olmaz tabi! İngilizce'nin bir numaralı dilbilgisi kuralıdır, bunu herkes bilir (!)Aynen böyle yazmışlar girişin üstüne, hem de kocaman harflerle...
Aklıma takıldı. Hemen kutsal bilgi kaynağı Vikipedi'ye başvurdum. Bir de ne göreyim... Göztepe ile Erenköy arasında sınır teşkil eden ve Erenköy Kız Lisesi'nden başlayıp, sahil yönünde Bağdat caddesine kadar uzanan bizim Ömer Paşa Sokak, ismini aslen Michael Lattek adında bir Avusturyalı olan, Osmanlı'ya iltica edip islamiyeti seçtikten sonra Abdülmecit döneminde paşalığa kadar yükselen Serdar-ı Ekrem Ömer Lütfi Paşa'dan alıyormuş meğer. Vikipedi'de öyle yazıyor... Ben de yeni öğrendim.
1806'da bir Avusturyalı olarak dünyaya gelen Michael Lattek, 1871'de İstanbul'da bir Türk olarak hayata gözlerini yumuyor. Dininden, memleketinden vazgeçtiğine göre Türk kültüründen bayağı bir etkilenmiş ve Türklüğü, Türkçeyi çok sevmiş olmalı. Bu bana biraz ironik geldi doğrusu...
Serdar'ı Ekrem Ömer Lütfi Paşa
Binaya diyeceğimiz yok; alan memnun, satan memnun. Ama yakın zamanda bizim millete boku "The Shit" adı altında pazarlayıp yedirirlerse kimse şaşırmasın. Benden söylemesi... Hoş, bu uyarıyı yapmakta biraz geç mi kaldık ne ?...
Bu arada, merak ettim sordum... "The Omar Pasha" rezidansında oturma ayrıcalığının bedeli 750.000 dolarcıkmış. Parası olup da ilgilenenler için müteahidin adresini de veriyorum :
Yüksek Mimar Ömer Gömer
Ömer Paşa sk. The Omar Pasha Rezidans
Erenköy İstanbul
Herkese iyi haftasonları dileklerimle... Baaaaaaaay !
başkanla showroom tuvaletine giderken hala "hadi la kenefe gidek" diyoruz, seni yad ederek
YanıtlaSil